Bilindiği gibi Türkiye, Ağustos ayında KPSS skandalı ile sarsıldı. Türk Eğitim-Sen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en büyük sınav hırsızlığını ortaya çıkardı ve yer yerinden oynadı. Skandalın ardından geçen koskoca 6 aya rağmen bugün geldiğimiz noktada sis perdesi hala aralanamadı. Ne suçlular, ne de sorumlular bulundu. Türkiye acayiplikler ve tezatlar ülkesi haline geldi. Hırsızlığı yapanlar elini kolunu sallayarak gezerken, hatta şu anda öğretmenlik yaparken, mağdurlar sokaklarda adalet peşinde koşmakta ya da eylem yaptığı için yargılanmaktadır. Dün eylem yapan 51 öğretmen kamu düzenini bozmak suçundan hâkim karşısına çıktı. Neyse ki öğretmenlerimiz ilk celsede beraat etti. KPSS hırsızları özgürce sokaklarda gezerken, okullarda çocuklarımıza ders verirken, hak arayan öğretmenlerin yaka paça gözaltına alınması, haklarında dava açılması büyük bir utançtır. Türk Eğitim-Sen olarak öğretmenlere bu acıyı yaşatan zihniyeti kınıyoruz. Ne yazık ki bu olay, bu ülkede hak ve adalet arayan, masumane taleplerini dillendiren öğretmenlerin hırsızlar kadar değeri olmadığını göstermiştir.
- KPSS hırsızlığı nedeniyle on binlerce kişi mağdur oldu, atanma şansı elde edemedi.
- KPSS skandalı nedeniyle öğretmenlerin emekleri çöpe gitti, öğretmenler psikolojik olarak olumsuz etkilendi, hatta yıllardır atanamadığı için intihar eden öğretmenler oldu.
- KPSS'de yaşanan rezalet nedeniyle öğretmenler sokakta hak arama peşine düştü. Artık öğretmenlerin ders alanı sokaklar oldu, eli kalem tutması gereken öğretmenler, pankart tutar hale geldi.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, herkes bilmelidir ki, BU SKANDALLA BİRLİKTE ARTIK TÜRKİYE'DE HİÇBİRŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK. Sendika olarak, KPSS hırsızlığının ardından 6 ay geçmesine rağmen bir arpa boyu yol gidilememesini protesto ediyoruz. Bizim talebimiz, vicdanları yaralayan bu olayın bir an önce aydınlatılması ve artık sınavların temiz eller tarafından yapılmasının sağlanmasıdır. Gençlerin gelecekleri, umutları ve hayalleriyle birkaç art niyetlinin oynamasına izin verilmemelidir. Bizler sınavlarda güvenliği, hakkaniyeti sağlayamazsak, Türkiye'de hiçbir alanda adaleti sağlayamayız ve hiçbir pislik, yolsuzluk, hırsızlık gün yüzüne çıkmaz. Şimdi tüm acı gerçeklere rağmen, KPSS hırsızlığının üzeri örtünmek, KPSS skandalı hasıraltı edilmek, KPSS şaibesiyle ilgili beklentilerimiz üzerine kapılar kapatılmak isteniyor. Oysa güneş balçıkla sıvanmaz. Konunun takipçisi olan sendikamız, karanlığın ardındaki güçlerin bulunması ve gençlerin geleceğini elinden çalanların bedel ödemesi için dün ve bugün olduğu gibi yarın da her türlü gayreti sarfedecektir.
TÜRK EĞİTİM-SEN, ŞUBAT AYINDA 30 BİN EK ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMAZSA BÜYÜK BİR EYLEM YAPACAK
Türk Eğitim-Sen olarak, KPSS hırsızlığı dolayısıyla mağdur olan öğretmenlerin acısının bir nebze olsun azaltılması için Şubat ayında 30 bin ek öğretmen ataması yapılmasını istemiştik. Ancak MEB, Şubat ayında öğretmen ataması yapılmayacağını, eğitim-öğretim bütünlüğünün aksamaması için her yıl yaz dönemi tek atama yapılacağını açıklamıştır. Bakanlık, eğitim-öğretim bütünlüğünün KPSS hırsızlığı nedeniyle aksadığının farkında değil midir? KPSS hırsızlığı yapılırken eğitim-öğretim bütünlüğünde aksama olmuyor da, ek öğretmen ataması yapılınca mı eğitim-öğretim bütünlüğü aksıyor? Bu nasıl bir mantıktır? Bu ek atamayı öğretmenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi için istiyoruz. Bu ek atamayı öğretmen açığının giderilmesi için istiyoruz. Bu ek atamayı, eğitim fakültelerinden mezun olan ancak şu anda işsizliğin pençesinde kıvranan öğretmenler için istiyoruz. Ancak ne yazık ki Bakanlık bunu kavramaktan, anlamaktan bile yoksun bir anlayış içerisindedir. Bir kez daha yineliyoruz: Şubat ayında 30 bin ek öğretmen ataması yapılmazsa, Türk Eğitim-Sen olarak Türkiye genelinde büyük bir eylem yapacağız, KPSS mağduru öğretmenlerle birlikte Bakanlık kapısına dayanarak adalet arayacağız.
Kaynak:Türk Eğitim-Sen
Bu Sayfa
3877
kez okundu.
Bu Sayfa İçin Yazılmış Tüm Yorumlar